bir derdim var
Her gün bir tuğla daha ördüm.
Dışarda
Sesini duymaya,
dokunmaya,
gözlerinde saklanmaya,
hergün görmeye mecbur olduğum giden sevgili vardı.
Her gün bir tuğla daha ördüm.
Dışarda
açlık,
sigara, uyuşturucu, hastalık
cehalet
ve herkese yetecek kadar birilerinin sebepsizce israf ettiği emek vardı.
Her gün bir tuğla daha ördüm.
Dışarda
savaş,
kardeş kanı,
cakal çıyan sinsiliği
ve hiç bir çaba istemeyen barış dostluk yaşamın en ilkel ve saf duygusuna düşman vardı.
Her gün bir tuğla daha ördüm.
Dışarda
umutsuzluk
hayal kırıklığı,
korkaklık,
çürüme,
yaşama bezginlik,
kendi aklının esaretinden başka esaret sebebi olmayan insanlar vardı.
Her gün bir tuğla daha ördüm.
Her gün bir tuğla öre öre yaptığım duvar büyüdü.
Kule gibi sardı dört bir yanımı.
Her yönden gelecek tehliklere karşı büyük, sağlam bir kalkan oldu.
Ben kapalı, dar alanlardan çok korkarım.
Beni alın bu kule mezardan.
çıkmak istiyorum artık.
Sesimi duyan yok mu.
Yardım edin.
- İmdat !!!
Hava kurşun gibi ağır!!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
«Deeeert
çok,
hemdert
yok»
Yüreklerin
kulakları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum.....
Nazım Hikmet